19 Aralık 2008 Cuma

Yılbaşı Sofrası ve Menüsü

Biz bu sene yeni yılı erken kutladık. Bazı güzel olayları yakınlarımızla kutlarken,hazır masanın etrafında da toplanmışken yılbaşı eğlencesi yaptık.
Sofrayı kurmak tabii ki benim işimdi. Nüfus 18 kişiydi. Bu yüzden ilave masa yaptık. Bordo büyük peçetelerle çam dalları ile süslü noel desenli yeşil ağırlıklı peçeteyi üst üste koyup üçe katlayarak peçete mandalıyla tutturdum.
Peçetenin deseninde yıldızlar vardı.

15 Aralık 2008 Pazartesi

Pazar Kahvaltısı ve Pembe-Sarı Güllü Sofra



Bu pazar kahvaltıya misafirimiz vardı. Sofraya beyaz bir örtü serip üzerine pembe renkli ikinci bir örtü daha örtüp elimle saat yönünde çevirerek masanın tam ortasında bir gül şekli oluşturdum. Üzerine de sarı renkte bir gül yerleştirdim. Sarı- pembe ve yeşil renk tüm sofraya hakimdi. Yuvarlak peçeteleri supla(kuver) tabakları ve servis tabakları arasına yerleştirdim. Ayrıca pembe büyük peçeteleri de bu yuvarlak peçetelerle kombinleyip peçete halkaları ile tutturdum.

8 Aralık 2008 Pazartesi

Kurban Bayramında Ne Yiyelim?


Kurban Bayramınız Kutlu Olsun.

Bayramı sevdiklerinizle huzur içinde geçirmenizi, şenlikli ve güzel sofralarda bulunmanızı dilerim.

Bayram için ben şöyle menüler planladım:

I. Menü:
Mercimek Çorbası
Su Böreği
Salata
Zeytinyağlı Çalı Fasülye
Arapgir Kavurması
Bulgur Pilavı
Baklava

II. Menü:
Şehriye Çorbası
Talaş Böreği
Çiğ Köfte
Zeytinyağlı Enginar
Kuzu Tandır
Pirinç Pilavı
Etimek Tatlısı

III.Menü:
Fosfos Mantı
Salata
Profiterol Soslu Soğuk Pasta

Afiyet olsun...

5 Aralık 2008 Cuma

''Biz Her Gün Yemekteyiz'' ve Zeytinyağlı Fasülye Tarifi

Dün misafirlerimiz vardı. Gelecekleri öğleyin belli oldu.Önce kırmızı , beyaz ve gümüş renkleri kullanarak çok şık bir ziyafet sofrası kurdum.

Menüyü şöyle belirledim:

Mercimek çorbası
Peynirli rulo börek
Amerikan salatası
Haydari
Zeytinyağlı çalı fasülye
Çiğ köfte
Turşu
Beyaz peynir
Soya soslu tavuk pirzola
Salçalı Spagetti(Çubuk Makarna)
Prenses tatlısı(Tarif Defteri'nden Okyanus-Deniz'in tarifi)

Yemek yapmaya tatlı ile başladım. Resmini çekmeyi unutmuşum. Bir dahaki sefere eklerim. Çikolata soslu tavuk göğsüne benziyor. Ardından çalıları ayıklayıp düdüklü tencerede zeytinyağlı ayşekadını pişirdim. O pişerken tavukları sosladım.Fasülyeyi ocaktan alıp, düdüklüyü yıkayıp çorbayı koydum. Börekleri sardım.Haydari ve amerikan salatasını hazırladım. Makarnayı haşladım. Börekleri fırına verip yarı pişirip çıkardım. Tavukları tepsiye dizip fırına verdim. Makarnayı haşladım ve gidip giyindim. Eşim de gelirken hazır çiğ köfte aldı. Misafirler gelince de çorbayı ısıtıp yarı pişmiş böreği fırına verdim.

Sırası gelmişken zeytinyağlı ayşekadın veya çalı fasülyeyi ben şöyle pişiriyorum:

ZEYTİNYAĞLI FASÜLYE
Fasülyeleri sirkeli suda yıkayıp durulayıp kurutuyorum. Kılçıklarını temizleyip ince ince doruyorum. Düdüklüye çiğden bir soğan çintiyorum. Bir biberi ikiye bölüp çekirdeklerini temizleyip doğramadan koyuyorum. Süs için bir tüm domates koyuyorum. Bir domatesi de rendeliyorum. İsteyen birazcık salça ekleyebilir çünkü domatesler renksiz ve lezzetsiz şu sıralar. Yarım limon sıkıp 1 kesmeşeker ekliyorum. çok az tuz atıyorum ve hiç su koymadan düdüklü tencerenin kapağını kapatıp pişiriyorum.
Afiyet olsun.

27 Kasım 2008 Perşembe

Mantı Sofrası


Bu sofrayı mantı için özel olarak kurdum. Sofranın tasarımında siyah ve beyaz renklerini kullandım. Sadelik ön planda. Menüde sadece mantı bulunduğundan masaya yalnızca kaşık koydum. Masa örtüsünün kirlenmemesi için bıçak standları da masamızda yerini aldı. Mumlu nihale mantının salçalı sosunun soğumamasını sağladı; üstelik sıcak tutmakla kalmadı, sosumuz fokur fokur kaynadı. Mantılarımızı ferah ferah güzel ve şık bir sofrada yedik. Herkese sevgiler...

12 Kasım 2008 Çarşamba

Dostluk sofrası

Dostlarımızla buluştuğumuz bir gecede kurduğum bu sade ve çok şık sofrayı sizlerle paylaşmak istedim. Menümüz ise şöyleydi:

Mercimek çorbası
Amerikan salatası
Patlıcan kızartması
Turşu
Lazanya
Fırında elma patates kızartması
Dondurmalı kup karamel

7 Kasım 2008 Cuma

Meyveli Jöle


Bugün meyveli jöle yaptım. Nar taneleri ve üzüm taneleri vişneli jöleye çok yakıştı.
Jöle; hem pratik, hem lezzetli hem de çok şık bir tatlı yapmak isterseniz; acilen yapıp ortaya çıkarabileceğiniz, misafirlerinize sunabileceğiniz bir tatlı . Üstelik hem kalorisi düşük olduğu için şerbetli ve sütlü tatlılara göre diyet sayılır, hem de içerdiği jelatin sayesinde kemikleri güçlendirir. Jöleyi çocuklarınıza da gönül rahatlığıyla yedirebilirsiniz.
Jölenin yapımı son derece basit. Hazır paket jöleyi alıp ölçüsüne göre su ile pişiriyorsunuz.Mevsim meyvelerini minik minik doğruyorsunuz. Jöleyi de meyvelerin üzerine döküp soğutuyorsunuz.
Jöle yaparken ufak bir püf noktası var. Başıma geldiği için biliyorum. Eğer jöle yaparken içine koyduğunuz meyveler arasında ananas ve kivi varsa, jöleniz donmayacak, kalıplaşmayacak ve elinizde sulu bir meyve salatası olacaktır.

24 Ekim 2008 Cuma

Ekmek Böreği

Sabah kahvaltıda, akşam beş çayında, gece acıktığınızda, çocuklarınız okuldan aç geldiğinde toplam 10 dakikada hazırlanıp pişebilecek, yapması kolay, tadı güzel, evdeki malzemelerle yapılabilen bu börek için sadece 2 yumurta, 6-7 dilim ekmek (bir gün önceden kalan ekmekleri değerlendirmek için birebir) ve 100-150 gr.  beyaz peynir yeterli. Peyniri bir tabakta ezip yumurtaları içine kırıyoruz. Karıştırıp ekmeklerin üzerine sürüyoruz ve fırının üstten ızgara ayarında 5 dk. pişiriyoruz. Hepsi bu. Afiyet olsun.

23 Ekim 2008 Perşembe

Dondurmalı Kup Karamel


Bugün basit ve pratik olduğu kadar şık ve lezzetli bir tatlı yaptım. Bu günün menüsü ise şöyleydi:
Mercimek çorbası
Zeytinyağlı Ayşekadın
Arapkir kavurması
Bulgur pilavı
Patates Kızartması
Dondurmalı Kup(Cup) Karamel(Tarifi aşağıda)

Gelelim tarifimize.
Önce bir paket hazır krem karamel(creme caramel) alıyoruz. Paketten çıkan toz karışımı 500 ml süt ve 4 çay kaşığı nescafe ile pişiriyoruz. Varsa ayaklı dondurma kaplarımıza, yoksa şık bir kase veya bardağa döküp oda sıcaklığına gelene kadar bekletiyoruz. Daha sonra buzdolabına koyuyoruz. Bu arada varsa bitter çikolatayı benmari usulü yani su dolu bir tencereye cam bir kase oturtup çikolatayı içine koyarak ve asla içine su karıştırmadan eritiyoruz. Bir yağlıkağıt parçası üzerine çay kaşığının sapıyla eriyen çikolatadan çubuk şekline yakın şekilde sürüp diprize koyuyoruz. 5 dakika sonra dipfrizden çıkarıp üzerine bir kat daha çikolata geçiyoruz. Bu kat da donduktan sonra çikolata yapraklarımızı yağlı kağıttan sıyırıp çıkarıyoruz.
Üst kat için ben kaymaklı dondurma kullandım. Renkli dondurma topları içeren en sağdaki kupun dondurması da çilek-vanilya-kakao.
Servis esnasında dondurma kaşığıyla dondurma topları yapıp kupumuzun üzerine diziyoruz.
Paketten hazır olarak sıvı halde karamel de çıkıyor. Üzerlerine bu sıvı karamelden gezdiriyoruz. İsteyenler çikolata sosu da ilave edebilirler. Hazırladığımız çikolata yapraklarını, varsa gofret veya çubuk gofretleri saplayarak süs yapıyoruz. İsterseniz en üste fındık, şam fıstığı, çikolata rendesi vs. de serpebilirsiniz.
Afiyet olsun.
NOT1: Resimde üzerinde kahve çuvalı objesi bulunan metal çubuk tatlı kaşığının sapıdır.
NOT2: İsteyenler bu dekorasyonu puding üzerine de yapabilirler.

22 Ekim 2008 Çarşamba

Kıymalı ve Beşamelli Canneloni ve Beşamel Sos Tarifi


Canneloni bir çeşit iri kıyım makarna. Boru veya kalem makarnanın yaklaşık 10 cm uzunluğunda ve 2 cm çapında olanı. Çeşitli markaların karton kutu ambalajda ürünleri var.Lazanya gibi çiğden fırına veriliyor. İç malzeme hazırlanıp dolma gibi içine dolduruluyor. Görüntü de lezzet de süper. 2 dilim yani toplam 6 canneloni bir kişiyi rahatça doyuruyor.Davetlerinizde 2 tanesini dekoratif şekilde çapraz vs. sunarak ara sıcak olarak börek yerine de servis edebilirsiniz. Biz canneloniyi çok sevdik ve arada bir yapıyoruz.

Ben kıymalı ve beşamelli yapıyorum ama peynirlisini, mantarlısını vs. yapabileceğiniz gibi tüm börek iç malzemeleriyle de yapabilirsiniz.

Gelelim tarife...Yarım kilo kıymayı üzerini geçecek kadar su ilavesiyle suyu çekip hafif kavrulana kadar su ile pişiriyoruz. Kıymamızı soğumaya bırakıyoruz. Soğuduktan sonra köfte yapar gibi yaklaşık bir ekmeğin içini, 2 yumurtayı, 1 su bardağı kadar kaşar rendesini, isteğimize göre tuz ve karabiberi ilave ediyoruz. Cannelonileri sol elimizde tutup sağ elimizle dolma doldurur gibi tıkıştırarak dolduruyoruz ama taşmaması ve içimizin yetmesi için iki uçtan yarımşar santimetre boşluk bırakıyoruz. Fırın tepsimizin dibine çok az sıvıyağ gezdiriyoruz. 1 domates rendeliyoruz ve bir paket hazır domates püresinin yarısını döküp karıştırarak tepsinin dibini sıvıyoruz. Tepsiye içi doldurulmuş cannelonileri yanyana diziyoruz. Cannelonilerin üzerine tekrar bir domates rendesi ve hazır domates püresinin kalan yarısını döküp yayıyoruz. Bu arada beşamel sos pişiriyoruz. (Bunun için herkesin bir ölçüsü vardır genelde. Ben beşamel sosu şöyle yapıyorum: 2 kaşık un ile iki kaşık margarini tencereya aynı anda koyup kavuruyoruz. Toparlanınca yaklaşık yarım litre süt ilave edip ezerek karıştırıyoruz. Kıvamı çok koyu olmayacak, koyu boza kıvamı gibi olacak. içine tuz ve karabiber atıyoruz. Çok az da kaşar rendeliyoruz. Topak topak olursa blendırdan da geçirebilirsiniz.)
Üzeri domates soslu cannelonilerin üzerine beşamel sosu yayıyoruz. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında beşamel sosun üzeri kızarmaya başlayıncaya kadar pişiriyoruz. Bu aşamada fırından çıkarıp en üste kaşar rendesi ilave ediyoruz. Tekrar fırına verip kaşarların kızarmasını bekliyoruz ve sonra fırından çıkarıp afiyetle yiyoruz.

17 Ekim 2008 Cuma

Çay Daveti Menüsü



Akşam yemeğinden sonra oturmaya gelenlere ne yapacağını şaşıranlara bir fikir olur belki. Sevgiler...


Kahve
Çay
Kremalı kıymalı top börek(Turuncu Tatlar bloğundan)
Peynirli tepsi böreği
Çiğ börek

9 Eylül 2008 Salı

Balıklı İftar Menüsü


Bu menüyü kaç gündür yayınlayacağım, bir türlü kısmet olmadı. Helva ve salatanın resimleri mutfakta çektiğim için biraz karanlık çıkmış, kusura bakmayın. Salatada ortadaki kısım turp rendesi, en dıştaki yeşillikler de kuzu kulağı ve kıvırcık salata. Üstündeki siyahlıklar çörekotu. Sosu sirke, yağ ve tuz ile yapıldı. İsmini üç renkli salata koyduk. Menümüzün geri kalanı ise şöyle:

5 Eylül 2008 Cuma

En unutulmaz iftar sofrası sizinki olsun!




Sık sık misafir ağırladığımız bu günlerde iftara davet ettiğiniz misafirlerinizin sizin evdeki iftarı unutmaması ve yıllarca masanızın ihtişamından bahsetmesi için yüz çeşit yemek yapmanıza gerek yok. Önce gözler ve gönüller doyarsa mideler daha kolay doluyor. İftar davetinizde misafirlerinizi şık bir masada ağırlamanız için size birkaç öneri:

Uyumu yakaladığınızda şıklığı da yakalamışsınız demektir. Menü uyumu başka bir yazı konusu ama servis takımlarının ve sofranın uyumu çok önemlidir. Tabii ki masayı kurup misafirlerimizi aç bırakmayacağız.

3 Eylül 2008 Çarşamba

Hayırlı Ramazanlar


Hayırlı ramazanlar. Herkese bu mübarek günlerde sevdikleriyle huzurlu, sağlıklı ve bereketli iftar ve sahur sofralarında biraraya gelmek nasip olur inşallah.
Yılda bir kere gelen bu özel günlerde tabii ki yemeklerimizi daha farklı bir özenle hazırlıyor, menülerimizi daha zengin belirliyoruz. Sizlerle Ramazanı ilk gününün iftar menüsünü ve fotoğrafını paylaşıyorum.

Menü:
Mercimek çorbası
Hurma
Su böreği
İçli köfte

2 Eylül 2008 Salı

Sobe! Sobe! Sobe!

Herkese Merhaba. Farkındayım bu aralar bloğumu sık güncelleyemiyorum ve beklediğiniz tarifler var. Fotoğraf makinemde de bekleyen resimler var. Ama bu aralar çok vaktim yok. Arada kaçamak bakıp gelen yorum var mı diye blogumu açıyor ve varsa sevinçle yayınlıyorum. Bir de tarif defterine bakıp ilgilendiğim yeni bir konu varsa cevaplayıp netten çıkıyorum. Bugün tarif defterini de açamadım, bir hata veriyor.
Neyse bugün yosunbukacığımdan gelen bir yorum beni çok mutlu etti. Beni sobelemiş. Bu kelimeyi bloglar arasında ilk duyduğumda ne olduğunu anlayamamıştım bile. Ortaokulda çocukların arasında elden ele geçen anketler gibi blogdan bloğa geçen çeşitli konularda anketlere sobe diyorlar anladığım kadarıyla. Bakalım nasılmış sobelenmek?
İşte sorular ve cavapları:
  • Blog yazmaya ilk ne zaman başladın?
Yemek yapmaya küçüklükten beri merakım vardı. Annem de çok güzel yemekler yapar. Küçükken evimizden kek börek eksik olmazdı. Eşimle tanışmamızdan itibaren ciltli ve kalın bir defter alıp annemi her fırsatta sıkıştırarak temel yemekleri yazmak suretiyle kendime bir defter oluşturdum. Defterdeki ilk tarif "mantı". Evlendik, kayınvalidem de çok güzel yemek yapıyor. Ondan da çok güzel yemekler öğrendim. Bu arada defteri oluşturmaya başladığımdan beri yani 6 yıldır her fırsatta, hatta bir dönem oldukça düzenli olarak piyasadaki yemek dergilerinin tümünü edinmeye çalıştım. Artık evde kıyıp atamadığım bu yemek dergilerini koyacak yer bulamıyordum. Sonra dergilerdeki gereksiz reklam sayfalarını yırtıp yer kazanmaya çalıştım. Dergiler arttıkça denediğim tarifleri tekrar bulmak zorlaşıyordu. Birgün oturup evdeki dergileri saydım ve bir hesap yaptım. Önümüzdeki 1 sene dergi almasam aylık dergi parasıyla eve internet alsam üstüne para bile artıyordu. (Yanlış anlaşılmasın, hala arada dayanamayıp dergi aldığım oluyor ve dergileri netten de takip ediyorum). Zaten evde bilgisayar vardı ama internet yoktu. Bunun üzerine eve internet aldık. Her gün evdeki malzemeye göre değişik ne yapabilirim diye arama yapıp tarifler deniyordum. Zaman zaman sonuçlar üzerine bloglarda yorum da yapıyordum. Bu arada evde sofralarım çok övgü alıyordu ve bunların neden resmini çekmiyorsun, neden bozulup gitsin diye öneriler aldım. Gelen misafirlere her seferinde oturup tarif yazmaktansa bir kere yazıp, bloğumda var demenin de güzel olacağını düşündüm. Allah evimizden eksik etmesin, gelenimiz gidenimiz boldur. Böyle geçen yaklaşık 2-3 yılın ardından neden benim de bir blogum olmasın deyip 2 Şubat 2008'de eşimle birlikte isim seçip bloğumu kurduk. Bir süre sonra 2 Nisan'da adresimin .com'unu aldık. www.sofra-senligi.com

  • Blog yazısı konularının belli bir çizgide olmasına özen gösteriyor musun?
Bir ara blogumda yaptığım bir anket doğrultusunda davet sofralarına ve davet yemeklerine ağırlık vermeye çalışıyorum. Bir de istenen tarifler oluyor, onlara cevap vermeye çalışıyorum. Şu anda beklenen üç tarif var.


  • Blog yazmayı ne kadar sürdüreceksin?
Blog yazmaktan ve yazdıklarımın okunmasında, takdir edilmesinden, resimlerimin ve sofralarımın beğenilmesinden, bildiklerimi paylaşmaktan büyük keyif alıyorum. Birileri benden tarif istediği ve tariflerimi beğendiği sürece ve gücüm yettiğince devam etmeyi düşünüyorum.


  • Blog yazmak senin için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladımı?
Blog yazmak asıl birileri senden birşey beklerken güzel. Yoksa havaya yazı yazmak gibi olurdu. Çok şükür ziyaretçilerim ve blog dostlarım beni hiç yalnız bırakmıyorlar. Aldığım her yorum bana sevinç kaynağı oluyor. Daha da büyük bir şevkle bloğum için çalışıyorum.

  • Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor musun?
En önemlisi zaman harcıyorum. Bu bir emek işi. Bilgisayarın başına oturunca da kalkılmıyor. Her akşam değil ama güzel yemekler olduğunda, bir de blogdakilerden farklı yemekler olduğunda muhakkak soframı önceden hazırlayıp çekiyorum. Bir de herkes alıştı, gel şu yemeğin resmini çek de öyle yiyelim diyorlar. Mesela o anda fotoğraf makinesinde bir sorun varsa düzelene kadar o arada bekleyip aç kalıyorlar. Yani benim için pek bir sorun yok,ama yiyenler için var:)


Ben de sevgili blog dostlarım Bülbül'ün Yeri'ni, Ezgi'nin Mutfağı'nı ve Kibele'nin Mutfağı'nı sobeliyorum. Sevgiler.

28 Ağustos 2008 Perşembe

Ayran Aşı - Soğuk Çorba



Havalar 10 gündür çok sıcak İstanbul'da. Dün biraz poyraz esmeye başladı da biraz rahatladık. Bu sıcaklarda insan yemek yemek bile istemiyor.
Dün canım çekti ve ayran aşı yapıp koyayım da soğuk soğuk yiyeyim dedim. Ölçüyü istediğiniz gibi ayarlayabilir, bolca haşlayıp kalanını yoğurt katmadan dipfrize atabilir ve istediğiniz zaman çıkarıp yiyebilirsiniz.

Malzeme:
2 Bardak aşurelik buğday
3 bardak su

30 Temmuz 2008 Çarşamba

Profiterol Soslu Soğuk Pasta


Bu tarif sıcak yaz günlerinde ferahlatıcı bir pastaya ait.

İç malzemesi:
1 paket bebe bisküvisi (190 gr.'lık paket)
2 adet muz
650 ml. süt (3,5 su bardağı)
1 su bardağı şeker
2 çorba kaşığı tepeleme un
1 çorba kaşığı nişasta
1 paket vanilya
1 yumurta
NOT:Ben koymuyorum ama orjinal tarifte piştikten sonra muhallebinin içine 125 gr. yağ eklenip içinde kendi kendine eriyordu. Bana çok geldi. Zamanla azalttım ama artık hiç koymuyorum. Yağın tadı gelmiyordu ama böyle de kıvamında kötü bir gelişme olmadı. İsteyenler muhallebi pişince 1 yemek kaşığı becel ekleyebilirler.


Yapılışı:
Muz ve bebe bisküvisi haricindeki malzemeleri(yağ hariç) karıştırarak pişiriyoruz. Yağ koyacaksak muhallebimize sıcakken katıp eritiyoruz.
Ilıyınca içine bebe bisküvilerini ufalıyoruz. 2 tane de muzu ufak ufak doğruyoruz.

Kalıp olarak ben çukur yuvarlak borcam kullanıyorum. Bir buzdolabı poşetini kesip açarak büyütüyoruz ve kalıbımızın içine yerleştirip muhallebimizi kalıba döküyoruz.

İsterseniz kalıba dökmeden önce pastanın üstünde model olması için dibine muz dilimleri dizebilirsiniz. Muhallebinin üstünü düzleştirip poşeti üstüne kapatıyoruz ve koku almasın diye üstten streçleyip buzluğa atıyoruz.

Yemeden 2 saat önce çıkarıyoruz. Bu bir buzluk pastası olduğu için servisten günler önce bile hazırlayabilirsiniz.
Yiyeceğimiz zaman bir servis tabağına ters çevirip naylonunu söküyoruz ve çikolata sos ile servis ediyoruz.

Sosu isterseniz tüm pastanın üzerine döküp üzerini istediğiniz gibi muz dilimleriyle veya seviyorsanız hindistancevizi veya fındık krokan ile süsleyebilirsiniz. Ya da, ki ben artık böyle yapıyorum, servis ederken pastayı hiç bir süs yapmadn dilimleyip herkes için tabağında dilimin üzerine sos dökebilirsiniz. Çok şık duruyor.

Gelelim sabırsızlıkla beklediğiniz çikolatalı sos tarifine:
1 su bardağı su
1 su bardağı şeker
2 tepeleme yemek kaşığı nişasta ( Düzeltme: tarifte önceden 1 kaşıktı ama 2 kaşık nişasta olmalı.)
2 yemek kaşığı(25 gr) kakao
Hepsini karıştırarak pişiriyoruz. Koyulaşınca ocaktan alıp bir sosluğa koyuyoruz. Pastayı servis edeceğiniz gün veya bir önceki gün yapmanız daha iyi olur. Buzdolabında 2-3 gün duran bir sos. Ama pasta daha dayanıklı malum. Bu sosun rengi bitter çikolata gibi oluyor, çünkü içinde süt yok. Tadı da çok lezzetli, ben profiterol yaptığımda da bu sosu yapıyorum. Dr. Oetker kakao kullanıyorum. Sosu defalarca yapmış biri olarak tespit ettiğim bir şeyi paylaşmak istiyorum. Sosun nişastasını arttırıp azaltarak kıvamını ayarlayabilirsiniz. Çok koyu sos muhallebi gibi oluyor. Nişastayı silme kaşık koyarsanız da su gibi olup pastanın üstünde durmuyor. İdeali bence bal gibi koyu ve akışkan bir kıvam. Kaşığı abartmadan normal tepeleme yapmanız ideal sonucu veriyor.

Denemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Sevgiler.
NOT: Başka meyvelerle de denedim ama en güzel muzla oldu bence.

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Doğumgünü Sofrası


Geçtiğimiz Pazar kuzenimizin doğumgünüydü ve pazartesi günü kendisini eşiyle birlikte evimize davet ettik. Önce temizlik yaptım, sonra mezeleri yaptım. Yemeğin köftesini hazırlayıp son işlemleri akşam yemek vaktine bıraktım. Kuzenim de gelirken yaprak sarma getirdi. Sofrayı kurmaya pek vaktim olmadı, ben malzemeleri hazırladım, sofrayı kuzenim kurdu. Kayınvalidem de sağolsun enginar, börek ve patlıcan çırpma yaptı benim için.

Menümüzün son hali şöyleydi:
Fırında peynirli tepsi böreği
Zeytinyağlı enginar
Amerikan salatası
Haydari
Zeytinyağlı yaprak sarma
Acılı ezme
Patlıcan çırpma
Bolu köftesi
Profiterol soslu soğuk pasta


Zeytinyağlı Enginar



Amerikan Salatası


Haydari (Önceki bir resim, tek çekmemişim, kusura bakmayın.)


Zeytinyağlı Yaprak Sarma


Acılı Ezme


Patlıcan Çırpma


Bolu Köftesi


Profiterol Soslu Soğuk Pasta

27 Temmuz 2008 Pazar

Yaz Mezeleri


Soya Filizi ve Cevizli Salata
Soya filizi, ay çekirdeği içi, ceviz, maydanoz, domates, biber, salatalık, nar ekşisi, elma sirkesi, limon, tuz



Haydari
Süzme yoğurt, kuru nane, sarmısak


Amerikan Salatası
Haşlanmış havuç, patates, bezelye, hazır kornişon(salatalık) turşu, mayonez
Tarif için tıklayın.


Patlıcan-kabak-biber kızartması
Tarif için tıklayın.



Çiğ köfte

Menümüz son haliyle şöyle oldu:

Tavuk kanadı ızgara
Spagetti
Patlıcan-Kabak-Biber kızartması(Fırında denedim.Sadece yağlayıp tepsiye dizdim. Biraz uzun sürdü.Kabaklar ve biberler güzel oldu ama patlıcanlar sanki biraz kuru oldu.)
Haydari
Amerikan salatası
Soya filizi ve cevizli salata(Eşimin erkek kardeşi yaptı)
Patates kızartması(Bu da fırında. Kekik, pul biber,galeta unu ve sıvıyağla ovup tepside 200 derecede)
Çiğ Köfte
Puding

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...